14 August 2008

Dünya Olimpiyatları






Bu aralar tek eğlencem Dünya Olimpiyatları.. Aynı anda başka bir şey yapmadan TV seyrebildiğim nadir dönemlerden birini yaşıyorum, her sporcunun kazanınca ve kaybedince neler hissettiğini anlamaya çalışıyorum..

Kazananların yüzündeki ifadeyi gördükçe , bende yüzücü olabilirdim; bende bunu başarabilirdim diye "keşke" ruh haline girip, kafamda kendime bambaşka bir hayat çiziyorum: Sabah 4:00 uyanıp antremana gidip, 22:00'da sonlanan... Normalde daha neler diyeceğim bu günlük program bile, o anki mutluluk ve o ifade için şu an "yapılabilir" geliyor..





Mesela şu anda Michael Phelps olmayı, Eksrim'de kazandıktan sonra deliler gibi çığlık atan Maria Valentina Vezzali gibi içimden gele gele çığlık atmayı, Dünya rekoru kırıp Stephanie Rice gibi elimi kolumu nereye koyacağımı bilememeyi; kazanıp ağlayan bir çok sporcu gibi sevinçten ağlamayı ne kadar çoook isterdim anlatam

Bunlarında ötesinde, ülkemin spor konusunda -bari- başarılı olmasını; bir bakanımızdan sporculara sitem etmek yerine, futboldan, güreşten başka sporların da olduğu fark etmesini; neden gençleri teşvik edemediğini düşünmesini ; bununla ilgili kamu oyunun oluşmadığını; böyle büyük bir spor olayına rağmen neden hala Türk spor sitelerinde futbol manşetlerinin yer aldığını düşünmesini isterdim.

No comments: