24 April 2007

El yazısı ile Kişilik Analizi...


Filmlerde el yazılarından insanların kişilik analizlerinin yapıldığı sahneler vardır ya, ben küçükken hep o analizi yapanlardan biri olmak isterdim ve büyüdüğümde el yazısından karakter analizi yapmayı öğreneceğime de emindim.. Yeterince büyüdüm ama bunu öğrenmek istediğimi unuttum.. Hatırlar hatırlamaz Remzi'de kitaplara bakındım ama bir şey bulamadım..



Internette bakınırken de, pek eğitici bir sey bulamamış olsam da, süper bir sihirbaz buldum: The Handwriting Wizard

Bana söyledikleri gerçekten beni anlatıyor..

İlk kendinizde deneyin, sonra sevgililerinizin not defterlerinde sayfa çalmaya başlarsınız:)

Google Bize Logo Yaptı

Kısa bir süre önce www.googlebizelogoyapsana.com ile Google'la Türkiye için özel logo talebi geldi.. Bugun itibari ile de bu talep can buldu...

Doogle dedikleri, özel günler için yapılan design'ları çok seven biri olarak gözlerim parladı ve ileride bir gün internet bilgi yarışmasına girersem, "Google'ın Türkiye logoları ilk ne zaman yayınlandı" sorusunun cevabına kolay ulaşmak için de, hemen yazmaya koyuldum.


Bu girişimi desteklemekle beraber, logoyu beğenmediğimi itiraf edip etmeme konusunda kararsızım.. İlk denemelerde ses çıkarmamalı mı, direkt söylenmeli mi yoksa www.googlebizedahaguzelogoyap.com ile gelinen yolla mı devam edilmeli karar veremedim...

23 April 2007

Turkcell ilk Defa Korktu



Kendi istemi dışındaki değişiklerin üzerinden gelmekte zorlanan bir tek insanlar değilmiş, kurumlar da zorlanırmış.. Turkcell'de Vodafone'un girişiyle sanırım affalladı.. İlk defa temelinde korku yatan bir reklam yayınladı.. Ben bu nine'li reklamla Turkcell'de ilk defa kaybetme korkusu yaşandığını hissettim..

"Gitmeyin" en iyi kalite bizde dedi ama bence hiç "gitmeyin" dememeliydi.. Herkesin Turkcell'li olduğunu göstermek için yeri göğü cellocan'la doldurdu ama onun yerine bence Turkcell'lileri tercihlerinden dolayı özel hissettirmeliydi..

Ne diyelim ikinci round'da başarılar..

13 April 2007

Elidor ile Bir Sürü Ben


Saçlarını fazla değiştirmeyen biri olarak aslında içimde nasıl bir canavar yatıyormuş, bir kaç gün önce fark ettim. Sanırım değişiklik yapmama durumum daha cok kuaförde boyama ve kesim işlemindeki daralma durumundan kaynaklanıyormuş.

Elidor'un yeni kampanyasının internet reklamlarına takılarak geldiğim saclarimyipraniyor.com sitesinde sanırım her kadında olan saçı ile oynama içgüdüsü ile hemen üye oldum, üye olduktan sonra da fikrin güzel, uygulamanın da kötü olduğuna karar verdim ama yine de saatlerce sitede kalıp kendimle oynamama engel olmadı.

Kendimde her şeyi denedim, kızıl, esmer, SARISIN! hatta kötü yola düşmüş kadın saçlarını bile denedim!



Gerçi neden bu uygulamayı Elidor yapmış, neden bir saç boyası firması yapmamış anlamış da değilim ama İşte size bir sürü ben:)

12 April 2007

Cosmopolitan'ın GittiGidiyor'da Seçtikleri



Cosmopolitan ve Gittigidiyor, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği yararına bir satış modeli oluşturmuşlar.

Gittigidiyor'dan Cosmopolitan'ın seçtiği ürünlerden alarak, derneğe yardımda bulunmuş olabiliyorsunuz.

Benim gibi yolda gördüğü kişilere yardım ederken, kafasında kocaman bir soru işareti oluşan kişiler varsa, adı; kimliği belirli kurumlar üzerinden de birilerinin yaşamına katkıda bulunabilirsiniz.

Ayrıca Cosmopolitan gittigidiyor üzerindeki ilgi çekici ürünleri bulmuş, koymuş.. Göz atmanızı öneririm.

11 April 2007

Yeni S.E.S Sistemi


Özellikle reklam dünyasının sıklıkla kullandığı sosyo ekonomik statü ölçeğinin ölçümlenme biçimi değişti. Geçen hafta katıldığım panelde bu sistemin ne şekilde değiştiği yönünde oldukca uzun (14:00 - 18:00 arasında 4 saat süren) bir panel gerçekleştirildi.

Yeni ölçümleme ile kişilerin ekonomik kapitalleri sosyo ekonomik bir veri olarak değerlendirmeye alınmamış. Kişilerin sosyal ve kültürel kapitalleri baz alınarak yeni gruplar oluşturulmuş.

Bu gruplamanın profilleri, tüketim alışkanlıkları ve yaşam tarzları ile Can Cağdaş'ın sunumu, etkinlikteki en -belki tek- güzel konuşmaydı. Bu gruplarla ilgili Milliyet gazetesi paneli oldukça iyi özetlediği için gazeteki haberden okumanızı tavsiye ederim.

Haberde okuyamayacağınız ayrıntılara gelince, panel giriş lobisi medya dünyasının ne kadar yuksek oranda kadın istihdam ettiğinin kanıtı olmakla beraber, Beymen ve Harvey Nichols'ın ayakkabı çanta reyonlarından sıklıkla alışveriş edenlere verilmiş bir davet gibiydi.

Bununla beraber, SES sisteminin ölçümlemesinin değişmesi dolayısıyla, geçmişteki A grubu ile şimdiki A grubunun karşılaştırılamayacağını söyleyen kişiye, Uğur Çağlı'nın "doğası gereği" şeklindeki kısa cevabı bence bir efsaneydi. Bu cevabın üzerine soruyu soran kişi "ee trend analizini nasıl yapacağız" sorusunu dialogun "doğası gereği" yöneltemedi bile - muhtemelen Türk olduğu için indirilmiş değişiklikleri sindirme potensiyeline sahip olduğundan kendince bir çözüm üretmiştir. Onun için endişelenmeye gerek yok!

Endişelenilmesi gereken, sunumlardan birinde yer alan kocaman resimlerle anlatılan SES grupları ve reklamcılık sektörü konusuydu. Sunumu dinleyen kişilerin profilinin dikkate alınarak, sunum hazırlanmasının gereğini bir kez daha anlamış oldum. Hemen hemen tüm dinleyicilerin medya sektöründen olduğu bir ortamda, doğru mecrada yayın yaparak hedef kitlesine ulaşan markayı temsilen birbirine kavuşmuş gülen iki çoçuğun resminin kullanılması ve benzeri anlatımlar dehşet vericiydi.

Yukarıda bir sürü dil döküp anlattığın paneli özetleyecek olursam: dedikodusu bol, dialogları ilginç, ofisten uzakta, keyifli gündü..

03 April 2007

Create Our Pepsi Can


Yeni pazarlama trendlerinin kullanıcıya yaklaşmaya çalışması ve onları da döngüye katmayı hedeflemesiyle ile, Adidas ayakkabılarımızı kendimiz boyamaya; t-shirt'lere, kahve bardaklarına kendimize göre tasarımlar yapmaya başladık. Bunları da Photoshop bilmesek bile tasarım yapabileceğimiz platformlar üzerinden gerçekleştirebildik

Bu akımın bir uzantısı olarak ortaya çıkan Design Our Pepsi Can de adından anlaşılacağı üzere, Pepsi kutusu tasarlayarak yarışmaya katılabildiğiniz bir kampanya gerçekleştirmiş.

Kazanan tasarımlar Pepsi kutularına basılacak. Bence keyifli ve pazarlama hedefine uygun bir çalışma ama Pepsi gibi bir markanın, bu tip uygulamalar bu kadar çok denendikten sonra bu kampanyayı sunmasını, kendileri adına prestij kaybı olarak değerlendiriyorum.

Yine de keyifli ama yarışmaya sadece Amerika vatandaşlarının katılabilmesi ile benden bir eksi daha aldılar..