10 December 2006

Cengiz Han ve Mirasçıları; Büyük Moğol İmparatorluğu


Neye niyet, neye kısmet...

Tüm haftasonunu Edward Said anısına düzenlenen sempozyuma katılma fikriyle geçirirken; Pazar Günü tembelliğinden olsa gerek belli bir saatte evden çıkamadım ve sempozyumda dinlemek istediğim konuşmaları kaçırdım... Ya da bu kadar çok gitmeyi istemek üzerimde baskı mı yarattı nedir, sonuç olarak gidemedim... Giden birilerinin blog'lamış olmasını diliyorum...

Sempozyuma katılamamış olsam da, Pazar günüm farklı geçti.. Havanın güzel olması vesilesiyle, sahil yolunda attığımız turu Emirgan'a kadar uzatık (Tabi burası değil farklı olan bölümü), defalarca önündeki kalabalıktan ürkerek geri döndüğüm Sabancı Müzesiyle karşılaştık.. Sıra yoktu, her şey sakin görünüyordu, sanki park yeri de bulabilecekmiş gibi hissedince olanlar oldu... 5 dakika sonra Sabancı Müzesindeki "Cengiz Han ve Mirasçıları; Büyük Moğol İmparatorluğu" sergisindeydim...

Kulaklıklarımı aldım, hem dinledim, hem gezdim...
Budizm ve doğu felsefesinde yer alan bazı inanışları resmedişleri ve ortaya koyuşları, serginin en ilgimi çeken bölümü oldu...

Bunun dışında da sergiyle ilgili size aktarabileceğim çok birşey yok, -tabi ki bu sergi anlamsız olduğu için değil- 3 kata oturtulmuş, üzerinde çok çalışıldığı belli bir sergiyi ve konsepti ve onun uyandırdıklarını aktarmaya yetecek kadar kabiliyetim olmadığı için..

4 comments:

Ray Kinsella said...

ah o sergiye beraber gidebilseydik, biliyosun o kulakliklara ihtiyacin kalmayacakti, ben de yanima birini bulamadigimdan gidemedim sergiye :)
ama olsun varsin ben gidince sergi hakkinda uzunca bir blog entry si yapacagim hic uzulme selocan :)

Selin said...

Ben senle gitsem, kesin kan sekerim düşer ve bayılırdım:)
Ama Nisan'a kadar var sergi, gitmeden sıkı bir kahvaltı ve bir sürü tatlı ısmarlarsan belki düşünebilirim kulaklıksız gezmeyi:)

Ali Sağlam said...

Edward Said için en çok açılış konuşmasına birlikte üzülebiliriz :(

Elbette iyi bir sempozyumdu ama en sonunda basilan kitap, fikir acisindan daha doyurucu oluyor.

Zaman kisiti ile sunum yapmak kadar kotu bir sey olmamali... Aylarca calisiyorlar ama 20 dk'da anlatmaya calismiyorlar...

Selin said...

Aslında 20dak. anlatma ve konuda istediği noktaya varma, ancak o konuyu çok iyi özümsemiş insanların yapabileceği bir şey- bu anlamda onların bu duruma takıldıklarını sanmıyorum.

Takılıyorlarsa da, bu şekilde bakmalılar bence..