15 November 2006

New York'tan Misafir Var

İki yıldır görmediğim sevgili arkadaşım Hafize, Cumartesi günü Türkiye semalarından süzülerek İstanbul'a indi ve haftasonu maceram ilk başta her çeşit poğaça, açma, simit..vs yiyerek başladı...
Daha sonra özlemiş olduğu kuaför ziyareti ile devam etti.
Tamamen gezmeye ve eski arkadaşları görmeye endekslenmiş bir haftasonuydu ve sanırım bu konuda muaffak olduk.
Cumartesi Günü, Kanyon gezintimizden donmamızın! hemen arkasından, Nişantaşı'na yemeğe gittik. Masamızdaki giderek büyüyen kalabalıktan bir an korktuğumu itiraf etmeliyim..
Gece hayatının hareketli olduğu bir kaç kapı yaptıktan sonra mantıcıda son bulan gecenin sonundan aklımda kalan en önemli anı:gece kluplerinde havalandırmaları bularak altında durmamızdı. Meğer sigara dumanına ne kadar alışmışız, bana dumanlı bile gelmezken New York'lu misafir içeride boğuluyordu -bizde havalandırmanın altında donuyorduk:)
Pazar günü ise, kahvaltı, gezmek, incik boncuk, kahve, yemek beşgeni içinde harcandıktan sonra kendisi ailesini ziyarete Mersin'e uçtu..
Benim de onun sayesinde İstanbul'a yaptığım ziyaret bu şekilde noktalandı ve yaşamakta olduğum İstanbul Pazartesi günü iş yoğunluğuyla devreye girdi...

P.S: Sanırım İstanbul'da en güzel gezme yöntemi misafir ağırlamak:)

Yine bekleriz..

5 comments:

Ray Kinsella said...

ne yane o kadar gezdiniz hic mi ortakoye gitmediniz :)

Selin said...

Gittik gitmez miyiz!

Anonymous said...

Sel Supersin ne diyim gezdirmekle kalmadin bi de olayi cok iyi ozetlemissin.
Evde eee nasil gecti Istanbul diyenlere fotokopisini aldim direk yardimci oluyorum:)
Sen ne zaman geliceksin? Soz ben de sana yazicam bi blog.

Selin said...

:)"Yardımcı mı oluyorsun" :)

Bak bunu anlatmayı unutmuşum:
Hafize Türkiye'de herkesi her şeye "yardımcı olalım" dediği konusuna dikkatimizi çekti!
Bizde algıda seçici olunca fark ettik ki, cidden herkes her şeye yardımcı olalım diyor...

Ali Sağlam said...

:)
Yardımsever bir millet oldugumuzdan mi acaba...