23 January 2013

Eski & Yeni + Guven + Galatasaray Universitesi

Yeni beni heyecanlandirsa da, eski beni hep guvende hissettirir. Eski dostlar, eski iliskiler, eski mahalleler, eski binalar, eski evler, eski kiyafetler, eski sarkilar hizli akan ve surekli degisen hayatta -degismedigi icin- dinlenmemi saglar. Tekrar kesfe gerek yoktur, paylasilmisligi, yasanilmisligi vardir. Yanindayken konusmak, melodisini ogrenmek durumunda, tuvalet neredeydi diye sormak veya ustune ne giysen diye dusunmek zorunda kalmazsin. Eski orada durdugu icin, konforlu hissettirdigi ve iyi bir opsiyon oldugu icin yeniyi kesfe cikmaya guc bulursun genelde...

Oysa her Turkiye'ye geldigimde (ki en az alti ayda bir geliyorum) biraz daha guvensiz hissediyorum kendimi. Eski yikiliyor, uzerine yenisi yapiliyor. Sehrin kismen yeni Etiler'inde surekli adi ve dekorasyonu degisen mekanlari saymiyorum bile. Yillarin Inci Pastahesi yikiliyor, Emek sinemasi yerine AVM yapilmasi tartisiliyor, Taksim meydanina yeni projeler getiriliyor, Kuleli Askeri Lisesi hotel oluyor, aile evimizin oldugu apartmanin oy coklugu ile tekrar insaa edilmesine karar veriliyor, milli bayramlarin kutlanisi degisiyor....

Bu degisime -kismen daha az- maruz kalan bir insan olarak bile kendimi huzursuz hissediyorum. Altimdan oturdugum koltugu, giydigim kiyafeti, kullandigim arabayi "artik eskidi bu" diye alacaklar gibi geliyor.

Iste sirf bu huzursuzlugun ortadan kalkmasi icin, dun Galatasaray Universitesinin sadece yandigini degil , bir mesaj verme amaciyla hepimizi ona bakarken Tibetli protestocu gibi kendini yaktigini dusunuyorum.

Dersi hala almadiysaniz ben notlarimi paylasayim: Gelismekte olmak, eskiyi yok saymak veya ona ragbet etmemek degil; onu korumak, var oldugu icin yeniyi ogrenecek, yaratacak gucu kendinde bulmak..

Sozlusu yok, tek sinav yazili... Suraya bagista bulunursaniz belki kanaat notundan geceriz...

2 comments:

SeckinCebeci said...

Ben de bazen yaşlanınca kesin " biz gençek buralar şöyleydi böyledi" diye konuşacak bir dede olacağım diye düşünüyorum çünkü daha 25 yaşındayım ama geçmişi özlüyorum. Metal olmayan yapıları, soğuk olmayan insanları, anlamı olan şarkıları. Hababam Sınıfı filminde bir sahne vardı. Okul yıkılacak hababam sınıfı da karşı bu duruma. Orada Mahmut Hoca mı diyodu hatırlamıyorum ama bu okul bir tarihtir bu okulu yıkmak bir tarihi yıkmaktır hiçe saymaktır diye. Onun gibi bu durumda. Bir şeylerin yeni olması güzel ama eskinin üzerine yapılıyorsa hangi tarih yıkılıyo neler hiçe sayılıyo bakmak lazım.

Selin said...

Secom ne guzel yazmissin.. Hababam sinifi referansin sahane :)