14 June 2009

Galata Şenlikleri


Cuma günü, Galata Şenliklerinin açılışı vardı.. Her sene Galata kulesinin altında yer alan şenlik bu sene Galata Derneğindeydi ve benim bundan açılışta yer alan Viyola Piyano Resitali ile haberim oldu.. Cuma günü iş çıkışı uçarak Galata'ya gidildi ve Aslı Demirağ ve Kerem Bahar'dan çok güzel bir resital dinlendikten sonra dönüldü..

Bu "Gitme" ve "Dönme" durumunun arasına sıkışan zaman dilimi, bana Istanbul'u bir kere sevdirdi.. Galata'da yürürken yaşanmışlığı, kendine has duruşu, daha önce adım atılmamış sokaklardan yürümenin verdiği turistik heyecanı, dik yokuşlardan inerken yaşattığı adrenelini, tarihi bir bina içindeki resitali beynim keyifli günler defterine tüm detayları ile kaydetti..

Dinlerken de hayatı düşündürdü: Hayatta hep en sevdiğimiz şeyleri seçip onlar arasında gidip gelmek istiyoruz ya, aslında piyanonun "en sevdiğimiz" iki , üç notası arasında gidip gelmeyi istemek gibi bu.. Hayat da, en kalından, en inceye farklı notalar arasında gidip gelmedikçe bir müzik oluşturmuyor.. Hayatın müziğini hissedebilmek için, doğru notaları yan yana getirmek ve hissederek çalmak gerekli sanırım.. Bunu yaparken de, kendi notalarını derinden hisseden bir viyola ile çok daha renkli, keyifli ve güçlü olacağına da şüphe yok sanırım...

1 comment: