10 August 2007

Maslak'ta Duygu Çalkantısı


Bugün her gün olduğu gibi havalı plazamızdan yorgun argın çıktım, her zaman olduğu gibi arabama doğru yürümeye koyuldum. O arada ufak bir erkek çocuğu - tahminen 4-5 yaşında- yanıma doğru gelmeye başladı. Şehrin bünyeye kattığı paranoya sebebiyle çantamı sıkı tutuyor muyum kontrol ettim; o esnada daha da yaklaştı; elinde su tabancası, yırtık kotu ve bağcıkları açık ayakkabılarıyla çizdiği haylaz çocuk profiline yakışacak bir hareketlilik sergiledi. Bende gayri ihtiyari "napıyorsun bana mı saldıracaksın" dedim. Çok doğal bir şekilde "hayır seni koruyorum" dedi. Sonra önüme geçip arabama gidene kadar beni "korudu". Hatta en son arabaya çalıştırdıktan sonra "çıkabilirsin serbest" bile dedi ve ben ufacık çocuktan bile tedirgin olduğum için kendimden utandım.
Bu olayın bende yarattığı etki devam ederken, ana yola bağlanan ve henüz kimsenin bilmediği kestirme yola doğru ilerlerdim ve aniden önüme koşan kalabalık çıktı. Ne onlar benimle keşişmeyi bekliyordu, ne de ben onlarla kesişmeyi bekliyordum.. Zar zor durdum ve içlerinden biri hiç hızını kesmedi ve devam etti. Hem de koltuk değnekleriyle koşuyordu; dikkatli bakınca tek bacağının olmadığını fark ettim. O durumu arkadaşlarıyla koşmasına o kadar engel değildi ve o kadar doğaldı ki anlatamam. Ben kavşağa gelene kadar koşarak yolu geçeceğinden çok emin şekilde hiç duraksamadan koşmaya devam etti; hem de yüzünde muhteşem bir gülümsemeyle ve ben ağlamaya başladım ama üzüldüğüm için değil; onunla çok gurur duyduğum için.. Kendini o kadar eşit ve her şeye yetebilir hissediyordu ki, onunla ve etrafında ona böyle hissetmesi için güç veren insanlarla gurur duydum.
İsole plaza yaşamımda, herkesin yaşamını aynı zannederken bir anda yoğun bir duygu çalkantısı yaşadım ve bu sebeple normalde günlük tipinde yazılar pek yazamasam da bunu yazmak için gayret sarf etmedim: Ellerim işi bitirdi..
Ayrıca arkadaşlarımın engelliler için hazırladığı fakat henüz yayınlanmaya başlamayan, kısa bir film olan "Eşitlik"'te ne kadar doğru bir mesaj verdiklerini bir kez daha anlamış oldum. Paylaşma şansım olursa en kısa sürede onu da ekleyeceğim..

1 comment:

dodo said...

For those who are bounded to work in the plazas

I, who roam around anatolia, pitty on you.