No Pain; Just Gain
Her iş gezisinde döndüğümde; gördüklerimi ; dinledikleri anlatma isteği ile dolup taşarken ; gelen 3 basamaklı rakamlarla ifade edilen mailler; toplantılar; çalan telefonlar arasında kayboluyorum ama bu sefer kaybolmakla kalmadım hayatımın en kaotik haftasını da gecirdim..
Ve Cuma 23:53 itibariyle yazmaya başladığım bu yazı; sadece kendim için bir sey yapmak adına verilmiş bir mola ile hayata geciyor yani anlayacağınız kaos bitmedi; hala devam ediyor..
Bu arada kaçırılan doğum günleri; unutulan yemek rezervasyonları; söz verilen buluşmaların iptali de bu haftanın bir parçası oldu..
Kendimi final haftasında hissediyorum ama okul biteli dört seneden fazla oldu..
Söylenmeye ara verip; gezip gördüklerimden -nedense- en çok söylemek istediğim İspanyolların yemeğe lavanta koyması.. Çok acaip: Birincisi lavantanın yemeği yenilebilir parfüme dönüştürmesi dolayısıyla.. İkincisi benim en çok bunu anlatmak istemem dolayısıyla..
Ve uykuyu kaçırma yollarından kahve işe yaramazken; daha fazla dayanamayarak veda ediyorum.. Ve temennim 'no pain; no gain' in; bir gün 'no pain; just gain' şeklinde olması...
No comments:
Post a Comment