30 June 2007

Istanbulatino x J&B



Cuma akşamı çalıştığımız ajanslardan birinden çok güzel bir davet aldık, Suada'da Istanbulatino isimli bir organizasyon vardı. Çok şık ve keyifli olacağını tahmin ederek, giyindik süslendik gittik ama ne yazık ki tam bir fiyaskoydu. Kişilerin 140 ytl ödeyerek geldiği organizasyonda, ses sistemi bahcede verilen partilerdeki kadar amatördü; Latin içkileri deneme şansına barda içki kalmadığı için pek vakıf olamadık.Aldığımız içkilerde buz yoktu, ilerleyen saatlerde barda bira bile kalmamıştı ve tabi ki uzun süre dayanamayarak kaçtık. 140 ytl ödeyerek oraya giden kişilere Allah'tan sabır diliyorum..


Oradan kaçar kaçmaz da kendimizi J&B partisine attık; iyi ki J&B parti yapmıştı! Yoksa korkunç bir Cuma gecesi geçirecektim! Parti oldukça kalabalıktı; hatta içeri ilk girdiğimizde burada maksimum yarım saat kalır dönerim diye düşündüm ama kalabalığın daha az olduğu üst katta durmamız sayesinde hiç rahatsız olmadık. Ayrıca neden olduğunu anlamadığımız şekilde üçümüze free içki bilekliği takmaları da geceye ayrı bir renk kattı:) Parti iyi organize edilmişti ve müzikler gayet guzeldi!! Uzun süredir etmediğim kadar dans ettim.. Partiye gelenlerin arabalarını ücretsiz olarak Kanyon otoparkında bırakmalarını söylemeleri de çok düşünceliydi-
Aferin J&B - Yuh İstanbulatino!

25 June 2007

Bulucak.com


Yıllar önce internetten uçak bileti alınmaya başladığı zaman ne kadar mutlu olmustum. Call center ile konuşmamak , acenteye gitmemek inanılmaz lükstü ama zaman içinde bütün havayolu şirketlerinin sitelerine tek tek bakmaya sinir olmaya başladım.. Teknoloji şımarıklığı işte! O dönemde bütün şirketlerin uçaklarına aynı anda bakan bir sistemin nasıl yapılacağını da teknik olarak araştırmadım değil! Tüm şirketlerle görüşüp API'lerini sana açmalarını sağlamak gerekiyordu.. Tabi ki uğraşamadım ve birinin bunu yapmasını bekledim. Sonunda yapmışlar.. www.bulucak.com Geç bile kalmışlar! Yine de kendilerine çook teşekkür ediyorum

21 June 2007

Microsoft Surface

İşte Minority Report sahneleri gercek oluyor...

19 June 2007

Shyno - Yaşayan T-shirtler


Bu t-shirt'ler inanılmaz:) Öyle resimlerine bakıp sıradan t-shirt deyip geçmeyin..
T-shirt'ü birinin üzerinde gördükten sonra üzerinde yazan kodu SMS atarak giyen kişiye ulaşabiliyorsun:) Giyer miydin derseniz giymezdim ama giyenlerle cok eğlenilebilirdi...

Bu kadar telefon ve SMS seven bir ülke olarak, fikrin bizden cıkmaması da üzüntü verici olsa da, yaratıcı buldugumu itiraf etmeliyim. Siteye ve t-shirt'lere göz atmak isterseniz tıklayın

13 June 2007

Secret Okuyanın Hali Başka


Hiç etrafımda bu kadar çok insan aynı dönemde, aynı kitabı okumamıştı.. Ayrıca okuyan herkes bir sevgi pıtırcığına dönüşüyor- Bilginize:)

07 June 2007

Sıkıntı; Oje ve Elektrik Düğmesi


Bugun bir işler karıştıracağım kesindi! Eve geldim ilk başta dolapta bulduğum unla bir şeyler yapmak istedim ama unu yiyeceğe dönültürecek başka bir malzeme olmadığı için vazgeçtim; en yakın arkadaşımı aradım Kurtlar Vadisi izlediği için benimle buluşmadı! Internetten yemek tariflerine baktım olmadı; dolapları karıştırdım olmadı, uyumaya çalıştım olmadı, TV seyretmeye çalıştım hiç olmadı..

Sonra bir anda mutfağa yeni aldığım sevgili kırmızı havlu ile kırmızı elektrik düğmesinin ne kadar güzel olacağı fikri aklıma düştü; sonra evde ne kadar çok kırmızı oje olduğunu fark etmemle beraber kırmızı puantiyeli bir elektrik düğmem oldu.. Yaparken çok eğlendiimmm!! Şimdi bütün fişleri , prizleri boyamak istiyorum!! Hemen gidip yeşil ve mor ojeler alacağım:)

03 June 2007

RedBull Air Race


Redbull Air Race reklamlarını gördünce insan "kesinlikle orada olmalıyım" diyor ama gidince nerede duracağım,, nasıl gideceğim gibi sorulardan ötürü açıkcası gidemeyeceğimi düşünmüyordum- ta ki bütün aile üyelerinin İstanbul'a gelmesi ve herkesin benimle beraber orada olmak istemesiyle, hep beraber yola düştük.


Yola çıktıktan sonra E5'den Haliç'e sapacağımız yeri kaçırarak, bari Galata Kulesinden izleyelim diye düşündük ve hayatımda hiç geçmediğim yerlere saptık. Sonra yoldayken tepemizden geçen uçaklarla hevesimiz kabardı ve Galata Kulesine kadar sabredemeyerek Kadir Has Üniversitesinin bulunduğu adını bilmediğim semte doğru saptık. Inanılmaz bir kalabalık vardı ve güneşe aldırmadan, deniz kenarında toplanmıştı. O esnada kalabalıktan gözüm korktu tabi ki ama şanslı bir şekilde bir binanın tepesinde sandelye kiralayan bir adam bularak, süper bir görüş açısında oturduk.


İlk geçen uçak ile insan kendisini kaybederek fotograf çekme deliliği yaşıyor ama kısa süre sonra ufak ufak canı sıkılmaya başlıyor insanın.. Biz canımızın sıkılması esnasında yanımızda oturan bir kişiye gelen bilgilerden faydalanarak üçüncülük ve dördüncülük için tur atıldığını öğrendik; bu şekilde TV'den gelen bilgilendirme ile izlemek ayrı keyifli oldu. Ayrıca yarış esnasında en düşük puanı alanın kazandığını ve RedBull amblemi olan uçakların önceki yıl derece alan pilotlar olduğunu öğrendik. Bu seneki yarışın Türkiye etabında beyaz uçağı kullanan Amerika'lı pilot yarışı kazandı. Oldukça keyifli ve değişik bir gündü..

01 June 2007

Turkcell-im Tipmatik


Biradamvardı.com Turkcell'in yeni interaktif oyuncağı; görür görmez bayıldım. Böyle şeylerle oynamayı çok seviyorum.. Sabah sabah tutuldum ve birkadınyaptım hemen:)

Lafı uzatmayacağım: Tıklayın, adamınızı,kadınınızı, kızınızı, futbolcunuzu, astronotunuzu, kızılderelinizi....yapın; sonra bana da gönderin:)

Düğünün İçinden...


Bir düğün daha geçirdik ama bu düğüne kuşbakışı yazacak kadar dışına çıkamıyorum.. Okul servisinde ilk tanıştığımız gün, yol boyunca gülme krizi geçirerek tanıştığım, üniversite hayatım boyunca yaşadığım en tatlı dialogların kahramanı, İstanbul'daki ev arkadaşım evlendi.. Daha Emre ile ilk tanıştıkları günü bana anlattığı anı hatırlarken nasıl oldu da, üzerinden dört sene geçti ve evlenmeye karar verdiler anlayamadım.. Üzerinden bir hafta geçti ama hala da şoktayım.. Düğün özetine dönersek:



Daha önceki düğünde dediğim gibi bu evlenme durumları da sehirlere göre değişiklik gösteriyor.. Bu sefer 5 sularında kız evinde toplanıldı, evin önünde halaylar çekildi.. Erkek tarafı yeterince iyi halay çektiğini ispat ederek eve gelin'i almaya geldi.. Biz o arada "vazgeçtik gidin" diye camdan bağırdık ama sanırım bunu bir tek zurnacı duydu.. Duyar duymaz da çıkarttığı sesle olayı örtbas etti.. Bunu duymayan damat eve gelini almaya geldi.. Bir süre kapılar açılmadı! Reina kapısında bodyguard'a uygulanacak muamele, yardımcı hanıma uygulanarak içeri girildi diye tahmin ediyorum ama ben o arada gelin çiçeğini yukarı yetiştirmeye çalıştığım için emin de değilim.. Eve giren damat, arkadaşları ve saz ekibi terasta kızımızı dans ettirdikten sonra arabaya binerek otel'e gittiler..


Biz o arada kuaföre uçarak, en hızlı şekilde düğüne hazırlanma denemesinde bulunduk.. Bu mücadeleyi tamamladıktan sonra İstanbul taksilerine özenerek, gideceğim yeri cok trafikli bularak, beni gece kıyafetimle sokakta indiren Ankara taksisi macerasından sonra otele ulaştım.. Tabi ben ulaşana kadar düğün öncesi otel odası muhabbetini de kaçırmış oldum ama pek dert etmedim; zaten sanırım bizim kızlar da kibarca odadan kovulmuştu -meğerse süpriz dans şovlarını son kez deniyorlarmış-


Gece ise çekirdek bir arkadaş grubunu birleştirdiği için çok sohbetli, eğlenceli ama bir yanı çok buruk geçti.. Hepimizin gözleri farklı farklı anlarda doldu; ben bir gün sonra anneme düğünü anlatırken sadece gözlerim dolmakla kalmadım ayrıca bol bol da ağladım... Simay'cığım evlenmekle kalmayarak, Emre ile Amerika'ya yerleşti.. Çok mutlu olacaklarına eminim ama insan bu kadar sevdiği bir insanla arasına saatler, kilometreler girsin istemiyor.. Haftaya gideceğimiz kızlar tatiline o da gelsin istiyor:)

Gecenin skorlarına gelince: Tabi ki Simay Emre'nin ayağına bastı! Çiçeği hiç tanımadığımız -hatta Simay'ın bile tanıdığından süphem olan- bir kız kaptı; geline düğün boyunca ayağını sürterek dans etmesi tembihlendi ancak sonunda ayakkabısının altındaki Selin'lerden birinin silinip, birinin kalmasıyla ilerleyen yıllarda aşk hayatımız nereye doğru gidecek bilgi edinilemedi:)

Ayrıca türküyü değiştiriyorum: -Uçakla- 3 saatten fazla süren yere kız vermesinler!